22 Kasım 2008 Cumartesi

Elektrik enerijisi depolama

Kondansatörler plakaları arasındaki yalıtkanın dielektrik katsayısına bağlı olarak değeri değişen elektrik yükünü depo edebilir ve bu özelliği ile küçük bir pile benzetilebilir. Kondansatöre bir DC kaynak bağlandığı zaman, kısa sürede yükü depolar ve dolar. Bu şekilde devreden ayrılan bir kondansatör yüklüdür ve plakaları arasında bir gerilim değeri okunur. İçindeki yükü ise kendisine bağlanan direnç değerine göre belli bir sürede boşaltır. Piller kimyasal maddelerden üretildiğinden yük üretimi yapar ve daha uzun süre dayanırlar. Kondansatörler ise devreye bağlandığı zaman kısa süre içinde yüklerini tüketirler, çünkü içlerindeki yük pile göre hem azdır hem de yeni yük üretimi yapamaz. Kondansatöre kısa devre yapıldığında bu yükün kıvılcım çıkartacak derecede hızlı aktığı görülür. Hem enerjiyi depolama hem de yükü aniden devreye sokma özelliklerinden dolayı, kaynağın devre dışı kalacağı durumlarda ve ani yük akışına ihtiyaç olan alanlarda kondansatörler kullanılabilir.

Fotoğraf makinesi flaşlarının çalışması için enerji depolayan araçlar kondansatörlerdir. Flaş, fotoğraf çekimi için ışığın yetersiz olduğu mekanlarda ortamın aydınlatılması için kullanılır. Fotoğrafın çekilmesi için mekanın sürekli aydınlık olması gerekmemekte, tam çekim anında sağlanan yüksek aydınlık düzeyi çekim için yeterli olmaktadır. Bu sebeple flaşa bağlanmış olan kondansatör çekim anında devreye sokulur ve depolanmış yüksek enerji bir anda boşaltılır, böylece anlık olarak yüksek aydınlık elde edilmiş olur. Kondansatörde depolanan elektrik enerjisinin çoğu ışık enerjisine bir kısmı da ısı enerjisine dönüşür, ancak flaş patladıktan sonra elle temasla flaşın ne kadar ısındığına bakılıp, depolanan enerjinin ne kadar büyük olduğu anlaşılabilir. Flaşın anlık olarak biriktirilen tüm enerjiyi harcaması kondansatör sayesinde olmaktadır. Kondansatörün aniden boşalması flaş ışığının parlak olmasını sağlar. Bundan dolayı flaşlar uzun süreli yanıp, lamba olarak kullanılamazlar, çünkü sadece bir anlık parlamaları için bile ihtiyaçları olan enerji yeterince yüksektir, dolayısıyla lamba olarak kullanılmaları çok daha yüksek enerji gerektireceğinden imkansızdır.

Kondansatörler, elektronik alet herhangi bir sebeple kaynaktan ayrılırsa aletin bir süre daha işlev görmesini sağlamakta da kullanılır. Bunlara örnek olarak hoparlörler verilebilir. Dinlenilen sesin önemli olabileceği düşüncesiyle hoparlörlerde bulunan kondansatörler, kaynak gerilimi kesildiği zaman birkaç saniyeliğine de olsa höparlörün çalışmasını ve ses kaybı olmamasını sağlarlar. Hoparlörün çalıştığı süre boyunca depolanan kondansatör, kaynağın kesintiye uğramasının ardından depoladığı yükü hoparlöre verir ve böylece ses bir süreliğine kesilmez. Fişten çekilen hoparlörden hala ses gelmesinin nedeni budur. Ayrıca sesin birden değil de azalarak kesilmesi de yine kondansatörün karakteristiğine uygundur. Çünkü kondansatörün önünde bir yük varken deşarj olma grafiği doğal logaritmik şekildedir ve gittikçe sönen bir eğriye sahiptir. Bu kullanım şekli daha da genişletilebilir, farklı farklı kullanım alanları bulunabilir. Hoparlör sadece akılda daha iyi canlanabilmesi için bir örnektir.

Bazı elektronik aletler ise hafızalarını korumak için kondansatörleri kullanırlar. Kondansatör, kendisini besleyen kaynak tükendiği zaman hafızasındaki bilgiyi kaybeden elektronik aletler için geçici de olsa çözüm oluşturur. Dijital kol saatleri, bazı bilgisayar parçaları, cep telefonları bu tür aletlere örnek olarak verilebilir. Dijital saatler ve cep telefonlarında bulunan kondansatör, aletlerin pilleri tükendiği zaman devreye girerler ve özellikle saat bilgisinin ve bazı önemli bilgilerin kaybolmaması için yüklerini harcarlar. Ancak bu tabii ki yeni pil tedarik edilene ya da kaynak yeniden bağlanana kadar belli bir sürede geçerlidir. Çünkü kondansatör belli bir süre sonra yeniden depolanmadığından boşalacaktır. Bazı cep telefonlarının pillerinin birkaç saniyeliğine çıkarılıp geri takıldığında açılışta saati hatırlaması, daha uzun süreli pilsiz bırakmada ise açılışta saati yeniden sormasının sebebi de budur. Çünkü kondansatör o hafızayı sadece birkaç saniyeliğine tutacak şekilde tasarlanmıştır.

Kondansatör ani yük boşalmaları yapabildiğinden laboratuvar ortamında deney ve yapay yıldırım oluşturma amacıyla da kullanılır. Bir yapay yıldırımda aktarılan yük miktarı ve oluşan gerilim o kadar büyüktür ki, bu yükü depolamak için metrelerce uzunlukta büyük kondansatör blokları ve bu kondansatörleri doldurmak için dakikalar gerekmektedir. Depolanan enerji bir anda kısa devre edilir ve bir noktaya hedeflendirilir, böylece yapay bir yıldırım oluşturulabilir.

Yapay Zeka

"Yapay zekâ" kavramının geçmişi çağdaş bilgisayar bilimi kadar eskidir.Fikir babası, "Makineler düşünebilir mi ?" teorisini ortaya atarak Makine Zekâsını tartışmaya açan Alan Mathison Turing'dir.1943 yılın da 2. dünya savaşı sırasında Kripto Analizi gereksinimleri ile üretilen elektromekanik cihazlar sayesinde bilgisayar bilimi ve yapay zekâ kavramları doğmuştur.

Alan Turing, Nazi'lerin Enigma makinesinin şifre algoritmasını çözmeye çalışan matematikçilerin en ünlenmiş olanlarından biriydi. İngiltere, Bletchley Park'ta şifre çözme amacı ile başlatılan çalışmalar, Turing'in prensiplerini oluşturduğu bilgisayar prototipleri olan Heath Robinson, bombe ve Colossus bilgisayarları, Boole cebirine dayanan veri işleme mantığı ile Makine Zekâsı kavramının oluşmasına sebep olmuştu.

Modern bilgisayarın atası olan bu makineler ve programlama mantıkları aslında insan zekâsından ilham almışlardı. Ancak sonraları, modern bilgisayarlarımız daha çok uzman sistemler diyebileceğimiz programlar ile gündelik hayatımızın sorunlarını çözmeye yönelik kullanım alanlarında daha çok yaygınlaştılar. 1970'li yıllarda büyük bilgisayar üreticileri olan Microsoft, Apple, Xerox, IBM gibi şirketler kişisel bilgisayar (PC Personal Computer) modeli ile bilgisayarı popüler hale getirdiler ve yaygınlaştırdılar. Yapay zekâ çalışmaları ise daha dar bir araştırma çevresi tarafından geliştirilmeye devam etti.

Bu gün, bu çalışmaları teşvik etmek amacı ile Alan Turing'in adıyla anılan Turing Testi ABD'de Loebner ödülleri adı altında Makine Zekâsına sahip yazılımların üzerinde uygulanarak başarılı olan yazılımlara ödüller dağıtılmaktadır.

Testin içeriği kısaca şöyledir: birbirini tanımayan birkaç insandan oluşan bir denek grubu birbirleri ile ve bir yapay zekâ diyalog sistemi ile geçerli bir süre sohbet etmektedirler. Birbirlerini yüz yüze görmeden yazışma yolu ile yapılan bu sohbet sonunda deneklere sorulan sorular ile hangi deneğin insan hangisinin makine zekâsı olduğunu saptamaları istenir. İlginçtir ki,şimdiye kadar yapılan testlerin bir kısmında makine zekâsı insan zannedilirken gerçek insanlar makine zannedilmiştir.

Loebner Ödülünü kazanan Yapay Zekâ Diyalog sistemlerinin yeryüzündeki en bilinen örneklerinden biri [http://www.alicebot.org/ A.L.I.C.E|'dir.Carnegie üniversitesinden Dr.Richard Wallace tarafından yazılmıştır.Bu ve benzeri yazılımlarının eleştiri toplamalarının nedeni, testin ölçümlediği kriterlerin konuşmaya dayalı olmasından dolayı programların ağırlıklı olarak diyalog sistemi (chatbot) olmalarıdır.

Türkiye'de de makine zekâsı çalışmaları yapılmaktadır. Bu çalışmalar doğal dil işleme, uzman sistemler ve yapay sinir ağları alanlarında Üniversiteler bünyesinde ve bağımsız olarak sürdürülmektedir.Bunlardan biri, D.U.Y.G.U. - Dil Uzam Yapay Gerçek Uslamlayıcı'dır.

Bilişimin Çağdaş Yaşamdaki Önemi

Bilişim modern hayatın her alanında kendine yer bulmuş durumdadır. İnternetin sık kullanıması bu gelişmeyi güçlendirmiştir. Bilgisayarların dünya çapında ağlaşması firmaların iletişiminde, lojistikte, medyada, ev yaşamında ve daha birçok başka alanda devrim niteliğinde değişimler yaratmıştır. Bilişim, farkedilmese de çamaşır makinesi, fotoğraf makinesi, müzik sistemleri gibi pek çok aygıttaki gömülü sistemler (ing.: embedded systems) vasıtasıyla günlük yaşamın bir parçası haline gelmiştir.

Bilgisayarlar büyük veri yığınlarını kısa sürede yönetebilir, depolayabilir, paylaşabilir ya da işleyebilirler. Bunu sağlayabilmek için karmaşık donanım ve yazılım sistemleri gereklidir. Bu sistemlerin tasarimi ve geliştirilmesi de bilişim biliminin araştırma alanına girer. Vikipedi'nin kendisi bu tip karmaşık bir sisteme örnek verilebilir.

Bilgisayar sistemlerinin sağladığı fayda algoritmik işlemleri büyük data yığınlarına yüksek bir hızda uygulayabilmeleridir. İnsan zekası buna karşılık bilişsel (ing.: cognitive) algılama (örneğin eksik bilgi ile karar alabilme, şekil, yüz vb. tanıma) bakımından bilgisayarlara göre çok daha üstündür. Buna benzer konular yapay zeka alanında araştırılmaktadır. Bu araştırma alanlarının bazılarında önemli sonuçlar elde edilmiş olsa da henüz insan zekasının tam bir simulasyonundan söz etmeye imkan yoktur.